Ürün Danışma Hattı
+90 (850) 500 25 78
Ürün ekle
Fiyat al
Gönder
Sağlığımızı etkileyen doğru bilinen yanlışlar

Günümüzde sağlıklı olduğunu düşünerek kullandığımız ürünler gerçekten sağlıklı mı ve bu ürünleri kullanırken nelere dikkat etmeliyiz. bu konuda merak ettiğiniz bilgileri aşağıda sizler için derledik. 


Organik yazan her ürün gerçekten organik midir?


Günümüzde birçok insan doğru beslenmek ve sağlıklı yaşamak için organik ürünlere yönelmektedir. Fakat bu ürünler gerçekten organik mi? Bu soru hepimiz için merak konusudur. Bir ürünün organik olup olmadığını anlayabilmek için mutlaka üzerindeki sertifika numarasının ve organik logosunun olması gerekmektedir. Üzerinde organik logosu olmayan ve iyi üretim koşullarına uymayan bir marka organik olduğu nu iddia etmesi mümkün değildir. Bu nedenle üzerinde organik yazan her markanın üretim adresinden sertifika numarasının ve ürün ile ilgili analiz belgelerinin istenilmesi gerekmektedir. 


Ham bal Nasıl Anlaşılır?


Ham Bal kristallenebilir doğal bir baldır. Ham Bal, pastörizasyon ve filtrasyon gibi hiçbir ısıl işleme maruz bırakılmayan özel bir bal çeşididir. Isı işlemi uygulanmamış ham ve katkısız bal olmasına özen göstermek gerekmektedir. Isıl işlem görmüş bir bal içerisindeki faydalı besinleri kaybedebilir. Böylece gerçek bal olmaktan çıkar. 
Balın gerçek olup olmadığını ise, laboratuvarda yapılan analizlerle anlayabiliriz. Ticari glikoz, su içeriği, prolin, C4 miktarlarına bakılıp bala müdahale edilip edilmediği tespit edilir. Arılara antibiyotik verilip verilmediği, insan sağlığı için olumsuz etkileri olan kurşun, kadminyum gibi ağır metallerin bulaşıp bulaşmadığına bakılır. Bu nedenle bal karışımlarında bu analizler büyük önem arz etmektedir. 


Kristalleşen Bal Doğal mı?


Bazı tanım ve hükümleri “Bal standardı” bölümünde verilen 2000/39 sayılı “Bal Tebliği”nde kristalize bal “kristalizasyon metotlarının herhangi birine tabi tutularak veya balın kristalleşmesi için herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın tamamen veya kısmen şekerleşmiş, krema ve fondan kıvamdaki bal” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü gibi balın şekerlenmesi bozulma olmayıp balın elde edildiği bitkisel kaynağa göre oluşabilen doğal bir olaydır. Ancak tüketicilerin çoğu kristalize olan balı bilgisizlik sonucu hileli bal olarak düşünürler. Bu yanılgı, ülkemizde özellikle süzme bal pazarlamasında sıkıntılara yol açmaktadır. Gerçek olan, pek çok doğal ve kaliteli balın çok çabuk hatta süzme aşamasından hemen sonra bile şekerlenmeye başlayabileceğidir. 


Bitki çayları hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?


Ihlamur, kekik ve adaçayı gibi bitkisel çayların, çok fazla kaynatılmaması gerekmektedir. Özellikle mevsim değişikliğinde çok fazla tüketilen ıhlamur, kekik ve adaçayı gibi bitkisel çayların dakikalarca kaynatılması bitkilerde bulunan faydayı yüksek miktarda azaltmaktadır. Bu nedenle özellikle yaprak ve çiçek türü bitkilerin kaynamış suda infizyon dediğimiz demleme yöntemiyle hazırlanması sağlık açısından daha faydalı olduğu bilinmektedir.


Aldığımız Bitkisel Ürünler İlk Kullanımdan İtibaren Etkisini Gösterir mi?


Fitoterapik (bitkisel)  ürünler,  çok eski devirlerden bu zaman kadar, bitkilerle tedavi yöntemi içinde yer alan ürünlerdir. Doğru zamanda doğru dozda  kullanıldıklarında çeşitli tedavilere yardımcı olabilen bu bitkisel ürünler, bazı kimyasal ilaçlara göre daha az yan etkili olabilmektedirler.
Günümüzde fitoterapik ürünler tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.  Almanya’da doktorlar tarafından reçete edilen ilaçların %67’sini bitkisel ürünler oluşmaktadır. Türkiye’de ise bu oran çok düşüktür.
Günümüzde bu ürünlere olan güven artsa bile birçok insan ilk kullanmaya başladığı günden itibaren etkisi görmek ve hastalığında hızlı ve olumlu bir iyileşme istemektedir. Oysaki bu ürünler her gün düzenli ve aksatmadan kullanıldığında daha sağlıklı sonuçlar vermektedir. Ayrıca bitkilerin türüne ve içerisinde bulunan etken madde bileşimine göre etki gücü değişiklik göstermektedir. Bu nedenle bitkisel ürün kullanırken doğru formüle edilmiş ve doğru kullanım bilgisi verilmiş markalardan alınması son derece önemlidir.

 

Hastalığa Yakalanmadan Önce Sağlığımızı Ne Kadar Koruyoruz? 


Birçok insan hasta olana kadar sağlıklı beslenmeyi ve doğru ürün kullanmayı hayat standardı haline getirmemiştir. Bu nedenle bir süre sonra bağışıklık sitemi düşemeye başlar ve bütün hatalıklar ardı ardına gelir. Oysa hastalığa yakalanmadan önce doğru gıda takviyeleri kullansa ve bu gıda takviyelerini beslenme düzeni haline getirirse hayat kalitesini yükseltir ve yaşamını daha güçlü daha sağlıklı devam ettirir. Zinde yaşamak ve güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için hayatımızın her aşamasında doğru beslenmeye ve gıda takviyelerine ihtiyaç duyarız. Özellikle bu konuda güvenilir bir markanın ürünlerini tercih etmek ise son derece önemlidir.

Esans ile Uçucu Yağ Arasındaki Fark Nedir?

Günümüzde Esanlar ile Bitkisel uçucu yağlar birbirine karıştırılmaktadır. Oysa her ikisi de birbirinden tamam farklıdır. Esanslar doğal, doğala özdeş ve sentetik hammaddelerin karışımı sonucu oluşturulan ve ürünlere koku veren kombinasyonlardır. Amaçları ürün kullanım zevkini arttırmaktır. Uçucu yağlar ise, oda sıcaklığında sıvı veya yarı-katı halde bulunabilen, suyla karışmayan, uçucu özelliğe sahip, kokulu, aromatik uçucu etken maddelerdir. Her iki ürün birbiriyle karıştırılmamalıdır. Kullanın amaçları ve bütün özellikleri birbirinden tamamen farklıdır. 


Soğuk sıkım yöntemi nedir? Hangi bitkilerde soğuk sıkım yapılır?


Bitkilerin tohum ve meyvelerin preslenerek(soğuk) sıkılmasıyla elde edilen yönteme soğuk sıkım yöntemi denir. Sabit yağlar üretilirken 40-60 derecenin üzerinde ısıtıldığında vitaminleri kaybolduğundan doğru kullanım yöntemi soğuk pres yöntemidir. Bir yağın soğuk sıkım olduğunu anlamak için mutlaka Ar-ge merkezinde analizleri yapılmış olması gerekmektedir. 


Halk arasında oldukça popüler olan soğuk sıkım yönteminin her bitkide yapılması mümkün değildir. Bu yöntem özellikle çiçek ve yaprak türü bitkilerde kesinlikle yapılamadığı gibi keçiboynuzu vb. Ürünler için de yapılamamaktadır. 


Keçiboynuzu İle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar


Keçiboynuz pekmezi üretiminde soğuk proses kesinlikle mümkün değildir. Soğuk sıkım çeşitli yağlı tohumların mekanik yöntem uygulanarak yağ çıkarılması işleminde kullanılır. Bu yöntemde 27 °C'nin altında üretim yapılır ve keçiboynuzu üretiminde kullanılmamaktadır. Bu kadar düşük sıcaklıkta üretim yapılırsa oluşan maddede mikroorganizma üremesi olur. Üreme olmaması için koruyucu madde kullanmak gerekir. Ürün yararlı değil zararlı bir hale gelmiş olur
Keçiboynuzu üretimi vakum altında olduğundan sıcaklık 60°C’yi geçmez. Böylece HMF değeri yükselmez. Bu madde üretimin kontrolü için indikatör yani belirleyici olarak analizi yapılan bir bileşiktir. Bunun miktarının yüksek olması, diğer istenmeyen zararlı bileşiklerin yani kanserojenlerin de yüksek oranda oluştuğunun göstergesidir. 
 

Aksu Vital Kurumsal Logosu